28 Aralık 2012 Cuma

BİRAZ ONDAN BİRAZ BUNDAN İSTİYORUM HAKİM BEY

bir akşamüstü kurban bayramı yaklaşıyorken apar topar gizli kaçamak almıştım bu boleroyu,  eksik birşeyler var gibi gelmişti bana nasıl olmuş?

ben bir işle meşgulken onlar da keşifteler.Yakalanınca da İSYAAAAAN 



bu oğlan yemek takımlarımı kırmadan rahat etmeyecek. kırsa diye de gözünün içine bakıyorum. sevememiştim zaten onları bir türlü.
orada neler var bi ele geçirse :)


bir de yarın bir kaç saat eşimle dışarı çıkabilsek bi kahve içsek. bu ihtimal yüzde kaç gerçekleşebilir acaba? gerçekleşirse haberiniz olur:)
misss gibi kahve kokusu tadında bir hafta sonu diliyorum.

Başlığa uygun olsun şu sıralar favorimiz:

24 Aralık 2012 Pazartesi

1 yaş içinde ilerlerken 14 +3

onlar artık bizim evin bir bireyi.ciddi ciddi adam yerine koyup onlara özel yemekler hazırlıyoruz. çorbalar onlara göre yapılıyor. ev düzeni onlara göre ayarlanıyor. salon salon olmaktan çıktı daha çok oyun odası modunda. 
kız erken yürüdü.oğlan arkasından baka baka söktü şimdilerde oda yavaş yavaş koridorda arkamızdan geliyor. köşeyi dönerken dikkat edin karşınıza iki cüceden biri çıkabilir. aman yere uzanmaya görün tepenizde iki minik surat beliriveriyor, oyunlar başlıyor gıdıklamacılık,geliyor geliyorculuk, fış fış kayıkçı,hu hu hu Allah,atçılık,
o minik suratları sıkıştırıp öpmece,gıdıktan koklamaca,havaya atmaca,camdan bakmaca,...
evin içine bazen baktığımda her odadan bir örnek salonda bulunuyor.kepçe ,terlik,çorap,üzerlerinden atlayıp amacımıza ulaşmaya çalışıyoruz.
her ne kadar evim her an misafire hazır değilse de .etrafın dağınıklığından kendime oturacak yer bulamasam da, bütün bunlar içinde ben çok mutluyum.
evde yürüyen 2 cücem var artık.
çok net olmasa da bir foto :)

7 Aralık 2012 Cuma

dans eden miniklerimle size iyi bir hafta sonu diliyorum.

4 Aralık 2012 Salı

MAYAMIZ İYİYMİŞ

üniversiteyi kazanıp gittiğimde nerede kalacağım bile belli değildi.
çok uzun yollardan geçerek hiç bilmediğimiz topraklara ayak basmıştık. adı ANTAKYA olan.
bir ev ayarlamıştı babam. 15gün sonra eve kalmaya gittiğimde 100 $ gibi para istemişler üstelik kapıcı gideri pazar gideri elektrik su gibi giderlerden bahsetmişlerdi. bu şartlarda evi tutamayacağımı söyleyiporadan ayrılmıştım. hiç tanımadığım sokakta, hiç tanımadığım bir kültürde,hiç tanımadığım insanlar...
 elimde 2 koca bavul tek başıma kalakalmıştım.babamsa çoktaan İzmire dönmüştü.
yani akşama kadar kalacak ev bulmam gerekiyordu...


dün bunları yazmışken bu gün o yıl beraber kaldığım ilk oda arkadaşımla tel. ile konuştuk.heyyy gidi beee dedik tabii.
evden yeni ayrılmış iki tip biri büyükşehirden küçük şehire gitmenin sıkıntısını yaşıyor. diğeri titiz mi titiz..
o benim ilk oda arkdaşım ,
tek başına birşeyler yapabildiğimi gören ilk insan,
canımz sıkılınca daracık odada 2 tane çekyatı bir oduvara bir bu duvara değiştirip durduğumuz, kutulardan sehpa,kitaplık yaptığımız, kavanozdan vazo,kupa dan kalemlik yaptığımız... ders çalışmak için herkesin yatmasını beklediğimiz,nescafenin dibine vurduğumuız belli süre nscafeden beraber nefret ettiğimiz. kek kurabiye yapmaya hevesli, yatmadan önce beraber bütün sivrileri katlettiğimiz (katlederken çekyatın açılıp araya sıkışması),yatak yorganlarımıza yeni gelin çeyizi muamelesi yapıp düzenli tutmaya çalıştığımız,sayesinde bölümü 2.likle bitirdiğim( össye hazırlandığı için sürekli ders çalışırdı. e odada o ders çalışınca kimle konuşacaksın,tabii doğal olarak sende ders çalışacaksın).
eve gelen misafirlere şakalar hazırladığımız,evdekilere şakalar yaptığımız,kirli çamaşırlarımızı az kirli çok kirli diye ayıklayıp tekrar giymeyi göze aldığımız,
mutlu bir hayatımız vardı.
şimdi o üniversiteyi kazandı.okudu, yüksek lisans yaptı, doktorasını yapacak,
ben öğretmen,şimdi anne,
ama hatırladığımız hep o güzel mutlu günler,özlemle,gülümseyerek,
o günler bugünlerin mayasıymış ve mayamız iyi tutmuş.
seni çok özledim arkadaşım. yolun açık olsun.